Yedikule Zindanları

Hazine-i Hümayun

İstanbul'un Osmanlı Devleti tarafından fethiyle birlikte, özellikle Haliç kıyılarından Topkapı Sarayı ve Yedikule'ye kadar uzanan kıyı şeridine dışarıdan getirilen insanlar yerleştirilmiştir. 1458'de, İstanbul'un fethinden hemen sonra inşa edilen Altın Kapı, Bizans İmparatorları için zaferin sembolü olmuş ve aynı sıradaki iki sur kulesi ve burçlara üç kuleli bir duvar eklenerek bir iç kale haline getirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan bu iç kale, imparatorluğun servetini ve değerli eşyalarını muhafaza etmek için kullanılmıştır. Yedikule'deki kulelerde külçe altın, para, değerli eşyalar, resmi belgeler ve Yavuz Sultan Selim'in İran'dan getirdiği ganimet bulundurulmuştur. 1458-1789 yılları arasında, devlet hazinesi olan Hazine-i Hümayun da burada bulunuyordu, ancak Sultan Murad döneminde Topkapı Sarayı'na taşınmıştır.

Yedikule Efsaneleri

Yedikule, Osmanlı Dönemi'nde esir paganların mumyaları ve lanet gibi efsanelere konu olmuş, bu mistik atmosferini yüzyıllar boyunca korumuştur. Ayrıca, 1831'de Topkapı Sarayı'ndan getirilen aslanlarla dikkat çekerken, Sultan Abdülmecid döneminde hayvanat bahçesi olarak kullanılmıştır.

1871-1875 yılları arasında Yedikule Hisarı'nda faaliyet gösteren Sanat Evi, kentte toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir rol oynamıştır. Yedikule, tarihi ve kültürel dokusuyla İstanbul'un kalbinde, zamanın izlerini taşıyan eşsiz bir hazine olarak varlığını sürdürmektedir.

Yedikule'nin güney kesiminde bulunan zindan, aynı zamanda "Kanlı Kuyu" olarak da bilinir ve tarih boyunca birçok olaya tanıklık etmiş önemli bir mekandır. Fetih sonrasında Çandarlı Halil Paşa ve oğulları bu kulelerde hapsedilen ilk kişiler arasında yer alır. Yedikule Zindanı'nın tamamlanmasının ardından, 1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu'nun son imparatoru David Komnenos, Osmanlı topraklarına katıldı ve oğulları 1463'te Yedikule Zindanı'nda idam edildi.

Yedikule Zindanlarındaki Tutsaklar

Yedikule Zindanları, tarih boyunca birçok ünlü mahkûma ev sahipliği yapmıştır. Sultan II. Osman (Genç Osman), 1622'de tahttan indirildikten sonra bu zindanda hapsedilen önemli bir isimdir. II. Mustafa'nın tahta geçmesinin ardından düzenlenen tahta çıkma töreninin hemen sonrasında, Sadrazam Davut Paşa ve Yeniçeri Ağası Derviş Ağa tarafından II. Osman pazar arabasına konularak Yedikule Zindanı'na götürüldü. Gece yarısı gerçekleşen bu trajik olayda II. Osman, kalede direnmeye çalışsa da hayatını kaybetti.

Yedikule Zindanları, tarihin acı dolu sayfalarından önemli isimlerin hikayelerine ev sahipliği yapmış, kanlı ve gizemli bir geçmişe tanıklık etmiştir.

Yedikule Hisarı Müzesi

Yedikule Hisarı'nda günümüze ulaşabilmiş bazı yapılar arasında Kız Sanat Okulu, Sibyan Mektebi, mezarlık ve III. Ahmed Kulesi bulunmaktadır. Ancak, tüm çabalara rağmen eski Fatih Camii'nin şadırvanı ve minaresi ne yazık ki günümüze ulaşamamıştır. Hisar içinde yer aldığı düşünülen mahalle, bir İstanbul yangını sonucunda yıkılmış olup, içerideki evlerin de bu yangında zarar gördüğü iddia edilmektedir. Ayrıca, hisar avlusundaki meyve bahçelerinin günümüze ulaşamamış olması, surların içindeki mahalle kültürünün tamamen ortadan kalktığına işaret etmektedir.

1968-2004 yılları arasında İstanbul Hisarlar Müze Müdürlüğü'ne bağlı olan Yedikule Hisarı, çeşitli konser ve etkinliklere ev sahipliği yaparak tarihle buluşma noktası olmuştur. Ancak, zaman içinde kaybolan yapılar ve mahalle kültürü, Yedikule Hisarı'nın zengin tarihinde geride kalan izlerin sadece bir kısmını oluşturuyor.

Fatih Belediyesi tarafından restore edilen ve dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olan Yedikule, rehberli kültür turlarıyla ziyaretçilere kapılarını açıyor.

Pazartesi hariç haftanın 6 günü farklı celselerde ve 20 kişinin katılımıyla gerçekleşen turlar için kayıt yaptırılması zorunludur.

Yaş sınırlaması olmayan tura, her ziyaretçi sadece bir kez kayıt yaptırabilir ve ziyaretçiler mekana ulaşımlarını kendileri sağlayacaktır.

Kayıtlı oturumun başlama saatinden 20 dakika önce alanda hazır olunması gerekmektedir.

Müze ziyareti öncesi formu doldurmak ve rezervasyon yaptırmak için lütfen buraya tıklayınız. Tarihle buluşma ve Yedikule'nin eşsiz atmosferini keşfetme fırsatını kaçırmayın!

Yedikule Altın Kapısı

Bir zamanlar şehri ihtişamıyla süsleyen Yedikule Altın Kapısı, Doğu Roma İmparatoru III. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. Yedikule'den sonra, İmparator kentin kıyı kesiminin savunmasını güçlendirmek amacıyla bir sur inşa etmiş ve bu surlara anıtsal bir kapı ekleyerek adeta taçlandırmıştır. 413 yılında yapılan Altın Kapı, zaferin sembolü olarak nitelendirilmektedir. Yaldızlı Kapı olarak da bilinen ve Theodosius Surları'nın görkemli süsü olan Altın Kapı, yıllar boyunca şehre gelen ve giden imparatorları karşılama ve uğurlama görevini üstlenmiştir. Bu kapı, savaşlardan zaferle dönen imparatorlar için düzenlenen törenlere ev sahipliği yapmış ve alaylar eşliğinde şehre girişin simgesi olmuştur. Altın Kapı, Doğu Roma Dönemi'nde "Porta Aurea" olarak anılmış, Osmanlı Dönemi'nde ise "Yedikule Kapısı" olarak bilinmiştir. Tarihin derinliklerindeki bu görkemli kapı, zaman içindeki dönemlere tanıklık eden bir anıt olarak günümüze ulaşmıştır.

İstanbul'un tarihi Yedikule Hisarı, adını aldığı yedi kuleden her birinin kendine has bir özelliği ve geçmişi ile dikkat çeker. İşte bu kuleler ve onların öyküleri:

Genç Osman Kulesi: Bu kule, Osmanlı'nın genç yaşta vefat eden padişahı Genç Osman'ın adını taşır. Padişahın trajik sonunu yaşadığı bu yer, tarihe tanıklık etmiş bir simgedir.

Cephanelik Kulesi: Adı üzerinde, Osmanlı döneminde cephanelik olarak kullanılan bu kule, aynı zamanda devlet suçlularının tutulduğu zindanlardan biri olarak hizmet vermiştir. Ahşap katları ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerine geçmişe bir pencere açar.

III. Ahmed Kulesi: Adını III. Ahmed'den alan bu kule, zamanla depremler nedeniyle yıkılmıştır. Padişahın kuleye yaptığı katkılar, özellikle restorasyon çalışmaları, kulesinin tarihinde önemli bir yer tutar.

Hazine Kulesi: Osmanlı döneminde devlet hazinesinin korunduğu bu kule, zengin tarihi ile bilinir. III. Murad döneminde hazinenin saraya taşınmasıyla önemli bir dönüşüm yaşamış, yanında yer alan Yanan Kasır köşkünün yangınından da etkilenmiştir.

Zindan Kulesi: Aynı zamanda Kitabeler Kulesi olarak da bilinen bu yapı, zindan olarak kullanılan iki kuleden biridir. Çıkan yangınlarda ahşap katları zarar görmüş, ancak günümüze dek ulaşan hikayeleri ile dikkat çeker.

Top Kulesi: Yangın sonucu hasar gören kulelerden bir diğeri olan Top Kulesi, hem zindan hem de savunma amaçlı kullanılmıştır.

Bayrak Kulesi: Yedikule'nin en sağlam kulesi olarak bilinen Bayrak Kulesi, Altın Kapı üzerinde yer alır. Yeniçerilerin nöbet tuttuğu bu kule, günümüzde de sağlamlığını korumaya devam etmektedir.

Bu kuleler, Yedikule Hisarı'nın sadece bir savunma yapısı olmadığını, aynı zamanda zengin tarihi ve kültürel bir miras olduğunu göstermektedir.