Gülhane Parkı - İstanbul
İstanbul'un Kalbinde Yeşil Tarihi alan
İstanbul'un tarihi yarımadasında, Topkapı Sarayı'nın yanında bulunan Gülhane Parkı, şehrin en eski ve büyük parklarından biridir. Osmanlı döneminde sarayın gül bahçesi olarak kullanılan park, bugün yerli ve yabancı turistlerin sıkça ziyaret ettiği bir noktadır. Park, zengin bitki çeşitliliği, yürüyüş yolları, tarihi anıtları ve İstanbul Boğazı manzarası ile şehrin karmaşasından uzaklaşarak huzur bulabileceğiniz bir doğa cennetidir. İçinde bulunan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine tanıklık etmiş önemli bir yapıdır. Ayrıca, Tanzimat Fermanı'nın ilan edildiği tarihi Gülhane Hatt-ı Hümayunu gibi olaylara da ev sahipliği yapmıştır. Yıl boyunca çeşitli kültürel etkinliklere ve sanat performanslarına da ev sahipliği yapar. Bahar aylarında park, rengarenk gül ve çiçeklerle süslenir, ziyaretçilere görsel bir şölen sunar. Kış aylarında ise yeşilin farklı tonlarına sahip ağaçları ve peyzaj düzenlemeleriyle şehre renk katar.
''Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,
Budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz” Nazım Hikmet
İstanbul'un büyüleyici tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek için bir gününüzü Gülhane Parkı'nın eşsiz manzaralarına ayırın ve bu özel anı Cab İstanbul ile taçlandırın! şoförlü araç kiralama ve havalimanı özel transfer hizmetlerimizle, şehrin kalbindeki bu tarihi cennete konforlu bir yolculuk yapın.
İstanbul Gülhane Parkı
Gülhane Parkı: Tarih
Gülhane Parkı'nın tarihi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. Parkın bulunduğu alan, Topkapı Sarayı'nın gül bahçesi olarak kullanılırdı ve adını da buradan alır; "Gülhane" Türkçe'de "Gül Evi" anlamına gelir. Osmanlı sultanları ve saray halkı için özel bir dinlenme ve eğlence alanı olan bu bahçe, sadece sarayın seçkin sakinlerine açık bir yerdi. Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecinde önemli bir dönüm noktasına tanıklık etmiştir. 3 Kasım 1839'da, Abdülmecid'in hükümdarlığı sırasında, Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından parkın içindeki Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nda hukukun üstünlüğünü, eşitliği ve modern devlet anlayışını öne çıkaran reformların başlangıcını simgeler. Bu tarihi olay, Gülhane Parkı'nı sadece İstanbul'un değil, aynı zamanda Türk tarihindeki modernleşme hareketlerinin de bir simgesi haline getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, Gülhane Parkı'nın kapıları halka açıldı ve genel bir dinlenme ve eğlence alanı olarak hizmet vermeye başladı. 20. yüzyılın başlarında yapılan düzenlemelerle park, bugünkü modern park anlayışına kavuşturuldu.
Gezilecek Yerler: Gülhane Parkı
İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi: İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi, Gülhane Parkı içinde, İslam bilim adamlarının matematikten astronomiye kadar pek çok alandaki çalışmalarını sergileyen, dünya çapında önemli bir koleksiyona sahip bir müzedir. Frankfurt'tan sonra en kapsamlı ikinci koleksiyonu barındıran müze, 9. yüzyıldan kalma renkli dünya haritası kopyası gibi dikkat çekici eserler sunarak ziyaretçilere bilim ve teknoloji tarihine dair ilham verici bir deneyim sağlıyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi: İstanbul'un tarihi dokusuna dokunan ve edebiyatseverler için kaçırılmaması gereken önemli bir durak. Bir zamanlar Osmanlı döneminde alayların geçişini izlemek için kullanılan ve Alay Köşkü olarak bilinen bu yapı, 2011 yılında özgün bir kütüphaneye dönüştürülmüş. Müze, Türk edebiyatının usta ismi Ahmet Hamdi Tanpınar'a adanmış olup, onun eserlerinin yanı sıra Türk edebiyatının zengin mirasına ışık tutan bir koleksiyona sahip.
İstanbul'un en Güzel Parkı
Gülhane Parkı Müzeler
İstanbul Arkeoloji Müzesi: Gülhane Parkı'nın büyüleyici atmosferini soluduktan sonra, yolunuzu parkın hemen yanı başında konumlanan ve tarihin derinliklerine ışık tutan İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne çevirmeniz için birçok neden var. Müze Türkiye ve dünya tarihi için büyük öneme sahip bir mekândır. Mimari güzelliği ve dış cephesindeki ince işçilikle dikkat çeken müze, içinde barındırdığı zengin eser koleksiyonuyla dünyanın en iyi 10 müzesi arasında yer alıyor. Antik çağlardan günümüze uzanan geniş bir zaman diliminden tarihe ışık tutan eserleri ile ziyaretçilere tarihle etkileşim içinde olabilecekleri bir deneyim sunar. Gülhane Parkı ziyaretiniz sırasında İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni görmeniz, tarihin ve medeniyetlerin derinliklerine yolculuk yapmak için kaçırılmaması gereken bir fırsattır.
Eski Şark Eserleri Müzesi : Eski Şark Eserleri Müzesi, 1883 yılında inşa edilmiş tarihi bir yapıdır. 1917-1919 yılları arasında dönemin Arkeoloji Müzesi Müdürü tarafından Yakın Doğu ülkeleri eserlerinin sergilenmesi amacıyla müzeye dönüştürülmüştür. Anadolu ve Mezopotamya'nın Yunan öncesi, Mısır ve Arap Yarımadası'nın İslam öncesi çağlarına ait birçok eseri içinde barındıran bu müzede, yaklaşık 74 bin çivi yazısıyla yazılmış tablet bulunmaktadır.
Çinili Köşk Müzesi: Çinili Köşk Müzesi, Arkeoloji Müzesi'nin tam karşısında yer alır ve Fatih Sultan Mehmet tarafından önceleri yazlık olarak kullanılmıştır. Başlangıçta Sırça Köşk olarak bilinse de içindeki çini ve seramikler nedeniyle zamanla Çinili Köşk olarak anılmıştır. Müzede çiniciliğin tüm inceliklerini görebileceğiniz gibi arkeolojik kazılardan çıkarılmış yaklaşık 2 bin eseri de görme fırsatınız bulunmaktadır. Bu zengin koleksiyon, ziyaretçilere tarihi ve sanatsal bir yolculuk sunmaktadır.
İslam Bilim Müzesi Parkı
Gülhane Parkı-Anıt Heykel
Sarayburnu Parkı ve Atatürk Heykeli: Gülhane Parkı'nın bir parçası olan ve ayrı bir bölge olarak değerlendirilebilecek Sarayburnu Parkı'nda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bir heykeli bulunur. Bu heykel, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında dikilmiştir ve önemli bir anıt niteliğindedir.
Gülhane Hatt-ı Hümayunu Anıtı: Tanzimat Fermanı'nın ilan edildiği yer olan Gülhane Hatt-ı Hümayunu, Türk hukuk ve yönetim sistemindeki modernleşme hareketlerinin başlangıcını simgeler. Bu tarihi anıt, parkın önemli bir simgesidir.
Aşık Veysel Heykeli: Ünlü Türk halk ozanı Aşık Veysel'in heykeli, parkın Boğaza doğru inen yokuşunun sağında yer alır ve Türk kültürüne olan katkıları anısına dikilmiştir.
Gotlar Sütunu: Parkın içinde, Roma döneminden kalma tarihi bir yapı olan Gotlar Sütunu bulunur. Bu antik sütun, İstanbul'un zengin tarihine ışık tutar.
Çocuk Bahçesi: Küçük ziyaretçiler için park içinde ayrılmış bir alan olan çocuk bahçesi, çeşitli oyun alanları ve eğlenceli aktiviteler sunar.
Yürüyüş Yolları ve Bahçeler: Gülhane Parkı'nın pek çok noktasında bulunan yürüyüş yolları ve bahçeler, ziyaretçilere parkın doğal güzelliklerini keşfetme fırsatı sunar. Parkın mevsimlere göre değişen çiçekleri ve ağaçları, huzurlu bir doğa yürüyüşü için mükemmel bir ortam sağlar.
Ceviz Ağacı-Gülhane
Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkında
Gülhane Parkı ve Nazım Hikmet ve Efsanevi
Gülhane Parkı ve Nazım Hikmet ve Efsanevi Ceviz Ağacı Şiiri, Gülhane Parkı'nın büyülü atmosferi, tarih boyunca pek çok hikayeye ev sahipliği yapmıştır. Bu hikayelerden biri de, Türk edebiyatının dev ismi Nazım Hikmet'in yaşadığı anıya dayanır. Nazım Hikmet, sevgilisi Piraye ile Gülhane Parkı'nda, bir ceviz ağacının altında buluşmayı planlar. Ancak, arananlar listesinde olduğu için polislerden saklanmak zorunda kalır ve ağaca tırmanır. Piraye'nin gelip ağacın altında beklemeye başladığını gören ancak polisler yüzünden kendini belli edemeyen şair, bu zor durumda şiir yazmaya başlar. Bu olay, Nazım Hikmet'in "Ceviz Ağacı" şiirinin doğuş anıdır.
Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda
Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Nazım Hikmet
Comments (0)
Leave A Comment