Bizi takip edin:
Troya Antik Kenti Gezi Rehberi

Troya Antik Kenti Gezi Rehberi

Mitolojik Derinliklerde Bir Yolculuk

Troia Antik Kenti, tarihi ve mitolojik önemiyle ünlü olan bir arkeolojik alan olup, Çanakkale'nin Tevfikiye köyü yakınlarında yer almaktadır. Antik dönemde Truva olarak bilinen bu kent, Homeros'un ünlü eseri "İlyada"da anlatılan Truva Savaşı'na ev sahipliği yapmasıyla bilinir. Troia, dokuz farklı katmanıyla, tarih öncesi dönemden Helenistik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. İlk yerleşim izleri M.Ö. 3000'li yıllara kadar gitmektedir. Antik kent, surları, tapınakları, sarayları, anıtsal kapıları ve diğer yapılarıyla dikkat çeker. Truva Savaşı'nın efsanevi hikayesi, Yunan mitolojisinin önemli parçalarından biridir. Paris'in güzel Helena'yı kaçırması ve ardından başlayan savaş, birçok edebi eserde ve sanat eserinde işlenmiştir. Truva atı efsanesi de bu hikayenin önemli bir unsuru olarak bilinir. Troia, 1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu antik kent, ziyaretçilere tarih ve mitolojiyle iç içe geçmiş bir atmosfer sunar. Kazılar ve araştırmalar, bölgedeki tarihi daha iyi anlamamıza ve geçmişin izlerini sürmemize yardımcı olmaktadır. Troia, kültürel mirasının yanı sıra efsanevi hikayesiyle de dünya çapında büyük ilgi çeker.

İstanbul Havalimanı-Çanakkale transfer veya Troya Antik Kent gezisi için araç kiralama konusunda Cab İstanbul olarak deneyimliyiz. Uzman şoförlerimiz, size her anlamda konforlu bir seyahat deneyimi sunmak için hazır.

Troya Antik Kenti Turu

Troya'nın Keşfi

Heinrich Schliemann, kökeni tüccarlıkla ve amatör arkeologlukla bulunan bir isim olarak, ünlü şair Homeros'un epik şiiri İlyada'yı uzun bir süre inceledikten sonra Troya'nın varlığına dair tam bir güven kazanmıştır. İncelemeleri sonucunda, Troya'nın Çanakkale Boğazı'nın (Hellespont) hemen güneyinde, Hisarlık'ın 150 x 200 metrelik tümseğinin altında bulunduğuna dair kuvvetli bir inanç geliştirmiştir. Bu ikna edici görüşüne dayanarak, Osmanlı yetkililerinden kazı izni alarak, 1870 yılında Troya'nın yer aldığı bölgede ilk geniş kapsamlı kazıları başlatmıştır.

Troya: Türkiye'nin Arkeolojik Hazinesi

Troya, Türkiye'nin ilk kazı alanı olarak bilinir. 1996'da Ulusal Tarih Parkı ilan edilen bölge, 1998'de UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi. M.Ö. 3.000 ile M.S. 500 arasında uzanan geçmişi, kerpiç duvarları ve yapay tepeyi içeren 10 farklı kent katmanıyla şekillenmiştir. Bu kazılar, Troya'nın zengin tarihini ve kültürel evrimini aydınlatarak dünya arkeolojisinin odak noktası haline getirmiştir.

Troya Antik Kent Katmanları

Denize Dayalı Troya Kültürü (Troya I - III): M.Ö. 3000'den M.Ö. 2500'e kadar süren bu dönem, yerleşim yerlerinin Akdeniz bölgesine yayılmasıyla karakterizedir.

Anadolu Karakterli Troya Kültürü (Troya IV - V): M.Ö. 2100'den M.Ö. 1700'lere kadar devam eden bu dönem, Anadolu'nun etkilerini taşır.

Yüksek Troya Kültürü (Troya VI - VII): M.Ö. 1700'den M.Ö. 1100'e kadar süren bu dönem, arkeologlar tarafından bu isimle tanımlanmıştır.

Yunanlıların Yerleşimi (Troya VIII): M.Ö. 700'lerden M.Ö. 85'e kadar devam etmiştir.

Roma Yerleşimi (Troya IX): M.Ö. 85'ten MS 500'lere kadar devam etmiştir.

Bizans Yerleşimi (Troya X): 12. yüzyılda başlamış ve 13. yüzyıla kadar devam etmiştir.

Ancak, 13. yüzyılın sonlarından itibaren Troya, yaşanan siyasi değişiklikler nedeniyle kültürel hayattaki önemini yitirmiştir. Özellikle Avrupalı aydınların 17. yüzyıldan sonra artan ilgisi, Heinrich Schliemann ile doruğa ulaşmış ve bu önem, günümüze kadar devam etmektedir.

Troya'nın Efsanevi İzleri

Denizin Kucağında Kaybolan Bir Hikaye

Truva Antik Kenti, Efes ve Milet gibi denize yakın bir konumda, Çanakkale Boğazı'nın güneyinde, liman kenti olarak kurulmuştur. Ancak zaman içinde Karamenderes Nehri'nin getirdiği alüvyonlar nedeniyle denizden uzaklaşarak önemini yitirmiştir. Bu tarihi kente girişte, sizi ünlü Truva Atı karşılamaktadır. Büyüleyici tarihi ahşap at, nam-ı diğer Truva Atı, sizi etkileyici bir yolculuğa davet ediyor.

Truva Antik Kenti Bilgi Dolu Bir Gezinti Rehberi

Truva Antik Kenti'ni en iyi şekilde keşfetmek için özenle planlanmış bir gezi rotası sizleri bekliyor. Belirgin yollar, platformlar ve bilgi panolarıyla donatılmış olan antik kentte, Truva Atı'nın hemen yanında yer alan eski arkeolog misafirhanesi, şimdi bir müze olarak ziyaretçilere açılmış durumda.

Truva Antik Kenti ve Athena Tapınağı

Truva Antik Kenti'nin en önemli eserlerinden biri olan Athena Tapınağı, Büyük İskender'in generali Lysimachus tarafından M.Ö. 300 yıllarında inşa edilmiştir. Tapınak daha sonra Roma İmparatoru Augustus döneminde restore edilmiştir. Tarihi kaynaklara göre, Pers hükümdarı I.Serhas, Yunanistan seferine çıkmadan önce Truva'ya gelerek bu tapınağa kurban sunmuş; aynı şekilde Büyük İskender, Perslere karşı savaşında kenti ziyaret edip zırhını Athena Tapınağı'na bağışlamıştır. Athena Tapınağı, kentin en iyi korunmuş eserlerinden biri olarak tarih boyunca önemini korumuştur.

Truva'da Keşfedilecek Yerler

Truva'nın yolunun hemen sağında, Roma dönemine ait hamam kalıntıları yer almaktadır. Bu kalıntılarda su gider yerlerini ve toprak altından çıkan sıcak suyu gözlemleme fırsatınız bulunmaktadır. Hemen karşısında ise Odeion bulunmaktadır. Meclis toplantıları ve müzik gösterilerinin düzenlendiği bu Odeion, Truva'nın nadir görülen yapılarından biridir.

Athena Tapınağı

Homeros'un İlyada Destanı Ve Troya

Homeros'un İlyada Destanındaki Efsane

Troya antik kenti, antik çağın en ünlü şairi Homeros'un İlyada destanındaki Truva Savaşı sahnesine ev sahipliği yapmasıyla büyük bir tarihî öneme sahiptir. Araştırmacılar, Homeros'un Smyrna (bugünkü İzmir kent merkezi Kadifekale) adını taşıyan antik şehirde doğduğu ve büyük bir kısmını bu bölgede geçirdiği konusunda genel bir görüş birliğine varmıştır. Homeros'un, M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren sözlü gelenekte dolaşan İlyada ve Odysseus destanlarını yazılı hale getirmesi, onu ölümsüz kılan bir başka unsurdur.

İlyada ve Odysseus'un Hikayesi

İlyada destanı, Truva Savaşı mitinin bir kesitini içerir ve Akhilleus'un komutan Agamemnon ile yaşadığı bir öfke anının ardından savaştan çekilmesiyle başlar. Hikaye, Akhilleus'un savaşa dönüşü ve Troya'nın kahramanı Hektor'u öldürmesiyle devam eder. Hektor'un cesedini savaş arabasının arkasına bağlayarak Troya surlarının etrafında sürüklemesi, destanın dramatik bir olayıdır. 

İkinci destan, Odysseus'un hikayesini anlatır ve Yunanlıların Truva'yı fethedemeyeceğini anladıklarında Truva Atı oyununu oynadıklarını detaylandırır. Akhalılar, tahta bir at yaparlar ve en güçlü askerlerini içine saklarlar. Atı, şehrin önüne bir hediye gibi bırakırlar, Truvalılar ise hilenin farkında olmayarak atı şehre alırlar. Gece, atın içinden çıkan askerler, şehrin kapılarını açarak düşmanın içeri girmesini sağlar.

Bilindiği üzere, Homeros'un İlyada Destanı, Troya antik kenti ile güçlü bir bağa sahiptir.

Troya Kuruluş Efsanesi

Troya'nın kuruluşu, deniz perisi Thetis ile deniz tanrısı Okeanos'un kızı Electra'nın Zeus'un karısı olarak dünyaya getirdiği Dardanos'a dayanan bir efsaneyle anlatılır. Dardanos'un oğlu Tros, Truva'yı kurarken, onun oğlu İlus da Troya'yı inşa etmiştir. Troya Savaşı ve Truva Atı, İlyada destanı kadar ilgi çekici bir hikayeyi barındırır. Burada dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığına dair bir efsane dolaşır. Güzellik yarışmasına Hera, Afrodit ve Athena katılır; Paris ise Helena'yı seçerek savaşın fitilini ateşler. Troya'nın kurucuları, Çanakkale'de ilk yerleşim yerini kuran Dardanos'un soyundan gelmektedir. Bir başka efsaneye göre, Dardanos soyundan gelen İlos, bir yarışmada kazandığı benekli bir ineğin durduğu yere Troya şehrini kurar. İneğin durduğu yer ise bugünkü Hisarlık Tepesi'dir, bu nedenle İlos, buraya şehir kurarak adını Ilion koyar.


Share:

Comments (0)

Leave A Comment