Bizi takip edin:
İstanbul'un Tarihi Camiler Rehberi

İstanbul'un Tarihi Camiler Rehberi

İstanbul'un Göz Alıcı Minareleri

İstanbul, tarih ve kültürün muhteşem bir mozaiğiyle süslenmiş, eşsiz bir şehirdir. Bu büyüleyici şehrin siluetinde yükselen minareler, geçmişin izlerini taşıyan tarihi camilerin mührünü taşır. İstanbul'da bulunan tarihi camiler, ziyaretçilerine hem estetik bir zenginlik sunar hem de Osmanlı İmparatorluğu'nun dini, mimari ve sanatsal mirasını keşfetme fırsatı verir. Her biri kendi hikayesini anlatan bu camiler, İslam'ın ve Osmanlı İmparatorluğu'nun derin izlerini taşır. İstanbul'un simgelerinden olan Ayasofya, tarihi boyunca kilise ve cami olarak hizmet vermiş, eşsiz mimarisiyle görenleri büyülemiştir. Sultanahmet Camii, mavi çinileri ve muhteşem kubbesiyle İstanbul'un incilerinden biridir. Süleymaniye Camii ise Mimar Sinan'ın ustalığıyla inşa edilmiş, kentin siluetini süsleyen muhteşem bir eserdir. Bu rehber, İstanbul'daki tarihi camilerin büyüleyici dünyasını keşfetmek isteyenlere bir rehber sunmayı amaçlar. Camilerin tarihini, mimarisini ve kültürel önemini anlatarak, ziyaretçilerin bu eşsiz yapıları daha yakından tanımalarına yardımcı olur. İstanbul'un tarihî camileri, ziyaretçilerine hem manevi bir huzur sunar hem de şehrin geçmişine ışık tutar.

Turistik Camilerin Keşfi ve Kolay Ulaşım: İstanbul, tarihi ve turistik camileriyle ünlü, göz alıcı minareleriyle büyüleyici bir şehrini ve eşsiz yapıları kolayca keşfetmenin en pratik yolu, şoförlü araç kiralama hizmetleridir. İstanbul'un ulaşım alanında öncü isimlerinden Cab İstanbul, havalimanı transferleri ile bu tarihi şehrin güzelliklerini rahatlıkla keşfetmenizi sağlar.

Sultanahmet Camii'nin Görkemli Güzelliği

İstanbul'un İhtişamı: Süleymaniye ve Sultanahmet Camilerinin Tarihi ve Mimarisi

Süleymaniye Camisi: Süleymaniye Camisi, İstanbul'un Fatih ilçesinde yer alır ve yapımı 1557 yılında tamamlanmıştır. Mimar Sinan'ın "kalfalık eseri" olarak kabul edilen, klasik Osmanlı mimarisinin en muhteşem örneklerinden biridir. Şehrin üçüncü tepesinde konumlanan bu yapı, Boğaziçi ve Haliç manzaralarıyla nefes keser. Mimar Sinan, caminin kıyamete kadar yıkılmayacağını iddia etmiş ve tarih boyunca atlattığı yangınlar ve depremler bu iddiayı doğrular niteliktedir. Cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın talimatıyla hızlı bir şekilde tamamlanmış ve açılışı Sinan tarafından altın bir anahtarla yapılmıştır. Süleymaniye Caminin akustiği, Mimar Sinan'ın mühendislik dehasının bir göstergesi olup, insan sesini 3500 metrekarelik alana yayacak şekilde tasarlanmıştır. 138 penceresi ile aydınlık bir iç mekana sahip olan Süleymaniye Camisi, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan gibi önemli şahsiyetlerin kabirlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Sultanahmet Camisi: 1617 yılında Mimar Sedefkar Mehmed Ağa eseridir. Padişah I. Ahmed'in emriyle inşa edilen Sultanahmet Camisi, Sedefkar Mehmed Ağa tarafından tasarlanmıştır. Mimar Sinan'ın öğrencisi olan Mehmed Ağa, bu yapıyı İstanbul'un en gözde selatin camilerinden biri olarak kurgulamıştır. Mavi, beyaz ve yeşil İznik çinileri ile süslenmiş olan cami, bu renklerin hakimiyeti nedeniyle "Blue Mosque" olarak da anılmaktadır. Cami, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesinin ardından İstanbul'un ana camisi olarak önem kazanmıştır. Altı minaresi olan cami, döneminde bu özelliğiyle dikkat çekmiş ve Kabe ile karşılaştırılmıştır. Toplam 260 penceresi bulunan yapı, gün ışığını etkileyici bir şekilde içeri alır. Caminin avizelerinde ise örümcekleri uzak tutmak amacıyla deve kuşu yumurtaları kullanılmış, bu sayede hem örümceklenme engellenmiş hem de estetik bir görünüm kazandırılmıştır.

Şehzade Camii: Kanuni'nin Mirası ve Sinan'ın Sanatı: 1543-1548 yılları Mimar Sinan eseridir. Fatih, Şehzadebaşı'nda yer alan Şehzade Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu için Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Klasik Osmanlı mimarisi özelliklerini taşıyan cami, dikdörtgen planlı ve geniş bir avluya sahiptir. İç ve dış süslemeleriyle dikkat çeker ve Şehzade Mehmed'in türbesini içerir. Hem ibadet hem de turizm için önemli bir mekândır.

Pertevniyal Valide Sultan Camii: Osmanlı'nın Son Dönemİ: 1869-1871 yıları Mimar Garabet Balyan eseridir. Aksaray'da bulunan Pertevniyal Valide Sultan Camii, Sultan Abdülmecid'in annesi için inşa edilmiştir. Garabet Balyan'ın tasarladığı bu cami, Osmanlı'nın son dönem mimari özelliklerini taşır. Dış cephesi süslemeli, iç mekanı zengin dekorasyonlara sahiptir. Ana girişi mermer revakla çevrilidir ve minaresi klasik Osmanlı stilindedir. Hala aktif bir ibadet yeri olarak kullanılmaktadır.

Süleymaniye Camii'nin Eşsiz Güzelliği

İstanbul'un Tarihi Minareleri: Büyük Mecidiye ve Fatih Camilerinin Mirası

Büyük Mecidiye Camisi (Ortaköy Camisi): 1856 Yılı Mimarlar, Garabet Balyan ve Nihohos Balyan eseridir. İstanbul'un en ikonik yapılarından biri olan Büyük Mecidiye Camisi, genellikle Ortaköy Camisi olarak bilinir. Ortaköy İskelesi'nde yer alan bu cami, boğazın eşsiz manzarasına hakim bir konuma sahiptir ve turistler için popüler bir fotoğraf noktasıdır. Neo-Barok tarzında inşa edilen cami, Sultan Abdülmecid tarafından emredilmiş ve selatin camilerden biridir. Ortaköy Camisi'nin tarihi, eski bir mescidin yıkılmasının ardından başlar; bu alan, cami için yer açmıştır. Çeşitli dönemlerde restorasyonlardan geçen yapı, deprem ve yangınlar gibi felaketleri atlatmıştır. Caminin iç mekanı, büyük pencereler sayesinde Boğaz'ın yansıyan ışıklarıyla aydınlanır. Pembe renkli kubbesi ve tek şerefeli iki minaresi, ince işçiliğe sahip mihrabı ve minberi ile dikkat çeker.

Fatih Cami ve Külliyesi: Fatih Sultan Mehmet'in emriyle İstanbul'un fethinden sonra inşa edilen Fatih Camisi, Atik Sinan ve Mehmed Tahir Ağa'nın eseridir ve kentin en önemli tarihi yapılarından biridir. Caminin yanı sıra 16 medrese, hastane, konuk evi, aşevi, kütüphane ve hamamı içermektedir. 1766 depreminde zarar gördükten sonra 1771'de yeniden inşa edilen cami, Gölcük depremi sonrası zemin kaymasına maruz kalmış ve 2012'de restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır. Fatih Camisi, Türk tarihi için önemli bir yer tutar; 1932'de ilk Türkçe ezanın okunduğu yer olmasıyla bilinir. Osmanlı tarihinin önemli kişiliklerinin türbeleri de caminin yanında yer alır; Fatih Sultan Mehmet, Gazi Osman Paşa ve Gülbahar Valide Sultan bu isimler arasındadır. Külliye, İstanbul'un dört büyük tepesinden biri olan Fatih Tepesi üzerinde yer alır. Caminin inşa edildiği yerde eskiden bir kilise bulunuyordu, ancak Fatih Sultan Mehmet'in isteği üzerine burası camiye dönüştürülmüştür.

Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi: Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi, 1541 yılında ünlü mimar Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Bu yapı, üç Osmanlı padişahına sadrazamlık yapmış olan Sokullu Mehmed Paşa'nın eşi tarafından yaptırılmıştır. Özellikle yerleşim planıyla dikkat çeken bu külliye, üç dik sokağın kesiştiği bir noktada konumlanmış ve avlusuna merdivenle çıkılan bir cami içermektedir. İznik çinileri ve özgün kalem işçilikleriyle süslenmiş olan bu cami, mimari detaylarıyla da dikkat çekicidir. İki farklı konumda bulunan camileriyle benzersiz bir yapıdır; biri Kadırga'da, diğeri ise Azapkapı semtindedir. Eğimli bir arazide yer alan bu tek kubbeli yapı, At Meydanı'ndan Kadırga'ya inen Şehit Mehmet Paşa Yokuşu üzerinde yer almaktadır.

Laleli Camisi: Laleli Camisi, 1763 yılında Mimar Mehmed Tahir Ağa tarafından yapılmıştır. Bu cami, Osmanlı İmparatorluğu'nun 28. padişahı III. Mustafa tarafından yaptırılmıştır ve adını bulunduğu semtten almıştır. Osmanlı mimarisini barok tarzıyla birleştiren bu yapı, zamanla yangınlar ve yol yapım çalışmaları gibi etkenlerden zarar görmüştür. Ayrıca, eskiden bir hamamı da içermektedir. Caminin mimari detayları, Osmanlı ve barok dönemlerinin etkileyici bir birleşimini yansıtmaktadır ve İstanbul'un tarihi siluetine katkı sağlamaktadır. Laleli Camisi, şehrin tarihini ve kültürel mirasını anlamak için önemli bir yapıdır.

Boğaz'ın Kıyısında Bir Mimarlık Şaheseri: Ortaköy Camii'ni Keşfedin!

İstanbul'un Manevi Mirası, Eyüp Sultan ve Beyazıt Camileri

Eyüp Sultan Camisi: Eyüp Sultan Camisi, İstanbul'un en kutsal mekanlarından biridir ve Osmanlı İmparatorluğu'nun manevi merkezi olarak kabul edilir. Padişahların kılıç kuşanma törenlerinin gerçekleştirildiği ve Eyüp Sultan'ın türbesinin bulunduğu bu cami, şehrin en değerli konumlarından birinde yer alır. İlk olarak 1459 yılında inşa edilen cami, III. Selim döneminde zarar görmesi sonucunda 1798'de restore edilmiş ve 1800 yılında yeniden hizmete açılmıştır. İstanbul'un ilk külliyesi, bu caminin etrafında kurulmuştur. Dikdörtgen bir yapıya sahip olan Eyüp Sultan Camisi'nin ana kubbesi ve 20 küçük kubbesi bulunmaktadır. Ayrıca, camiye ait bir şadırvan ve yakınında, Fatih Sultan Mehmet döneminden kalma bir imaret de bulunmaktadır. Bu cami, İstanbul'un tarihinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte, mimari açıdan da dikkat çekicidir.

Beyazıt Camisi: Beyazıt Camisi, Osmanlı klasik döneminin önemli bir eseri olup, II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Selatin camileri arasında önemli bir yere sahip olan bu cami, 1509 depreminde ciddi hasar görmüş ve Mimar Sinan tarafından restore edilmiştir. Sinan'ın gerçekleştirdiği restorasyon, yapıyı güçlendirmede önemli bir rol oynamıştır. İstanbul'daki en eski selatin camilerden biri olarak kabul edilen Beyazıt Camisi, külliyenin ana yapısıdır ve II. Bayezid'in mezarı da haziresinde bulunmaktadır. Caminin açılışında padişahın ilk namazı kıldırdığına dair Evliya Çelebi'nin aktardığı bilgiler bulunmaktadır. 2012 yılında başlayan ve 8 yıl süren, toplamda 49 milyon TL'ye mal olan restorasyon çalışmalarının ardından, cami 2020 yılı Mayıs ayında yeniden tam kapasite hizmet vermeye başlamıştır.

Edirnekapı Mihrimah Sultan Camisi: Edirnekapı'da bulunan Mihrimah Sultan Camisi, Mimar Sinan'ın 1565 yılında tasarladığı ve inşa ettiği bir eserdir. Bu cami, Üsküdar'daki ilk cami sonrasında yapılan ikinci cami olarak önem taşır. Mimar Sinan, caminin konumunu Mihrimah Sultan'ın adının anlamını yansıtacak şekilde seçmiş ve güneşin batışıyla ayın doğuşunu senkronize edecek bir yer belirlemiştir. 1999 depreminde hasar gören caminin restorasyonu 11 yıl sürmüş ve sonrasında eski ihtişamına kavuşmuştur. Edirnekapı semtinde bulunan bu yapı, İstanbul'un siluetine eşsiz bir katkı sağlar.

Kılıç Ali Paşa Camisi: Kılıç Ali Paşa Camisi, Mimar Sinan'ın Ayasofya'nın küçük ölçekli bir yorumu olarak tasarladığı muazzam bir yapıdır. Caminin külliyesi içinde türbe, hamam ve medrese gibi yapılar da bulunmaktadır. Özellikle İznik çinileriyle süslenmiş olan bu cami, mimari açıdan büyüleyicidir. Mihrabında kullanılan İznik çinileri, sanatın altın çağını yansıtmaktadır. İç mekan renkleri genellikle kiremit, yeşil ve mavi tonlarıyla zenginleştirilmiştir. Caminin giriş avlusunda yer alan şadırvan, yapının estetik ve manevi değerini daha da arttırmaktadır. Kılıç Ali Paşa Camisi, İstanbul'un tarihi Tophane semtinde konumlanmış olup, şehrin deniz kenarındaki siluetine benzersiz bir katkı sunar.

Eyüp Sultan Camii'nde Huzur Dolu Bir Sanat ve Tarih Yolculuğu

İstanbul'un Tarihi Silueti: Yeni Cami ve Dolmabahçe Camisi

Yeni Cami: 

1665 yılı Mimarlar, Mimar Davud Ağa, Mimar Dalgıç Ahmed Ağa, Mimar Mustafa Ağa eseridir. Yeni Cami, Valide Sultan Camisi olarak da bilinir ve Osmanlı ailesi tarafından İstanbul'da inşa edilen son büyük camidir. 68 yıl süren yapım süreci ile dikkat çeker. Deniz kenarına inşa edilen caminin, denizin doldurulmasıyla mesafesi artmıştır. Temelinde su çıkması nedeniyle inşaatta aksamalar yaşanan cami, Rodos'tan getirilen taşlar ve üzerine çakılan kazıklarla yükseltilmiştir. İstanbul siluetinde önemli bir yer edinmesi planlanan caminin inşaatına Mimar Davud Ağa başlamış, ancak vebadan ölümü üzerine görevi Mimar Dalgıç Ahmed Ağa devralmıştır. Yapının tamamlanması ise Mimar Mustafa Ağa'ya kalmıştır. Aşırı masraf ve halktan alınan ek vergiler nedeniyle İstanbullular tarafından "Zulmiye" olarak adlandırılmış, inşaatın tamamlanmasıyla bu isim "Adliye"ye dönüşmüştür.

Dolmabahçe Camisi: 

1855 Mimarlar, Garabet Balyan, Nihohos Balyan eseridir. Dolmabahçe Camisi, aslen Bezmialem Valide Sultan Camisi olarak planlanmış, ancak Bezmialem Valide Sultan'ın vefatı üzerine oğlu Abdülmecit tarafından tamamlanmıştır. Dolmabahçe Sarayı'na yakın konumu nedeniyle bu adı almıştır. Net kurgusu ve geometrisi ile ampir üslubun önemli bir örneği olan cami, hünkar bölümü ve ana bölümü farklı zamanlarda inşa edilmiş gibi görünür. Mimarları aynı zamanda Ortaköy Camii'nin de mimarları olup, her iki yapı tarz olarak benzerlik gösterir. 1947'de Bakanlar Kurulu kararıyla Deniz Müzesi'ne dönüştürülen cami, 1962 yılına kadar müze olarak hizmet vermiş ve 1966'da yeniden ibadete açılmıştır. Yapı, 2007'deki restorasyonundan sonra bugünkü halini almıştır.

Rüstem Paşa Camisi: Rüstem Paşa Camisi, 1563 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Bu cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa adına yapılmıştır ve Sinan'ın önemli eserlerinden biridir. Önceden bulunan mescidin çukurda kalması nedeniyle Sinan, caminin altına dükkanlar yerleştirerek zemin seviyesini yükseltmiştir. İlk olarak apartman camisi olarak tasarlanan yapı, Kanuni Sultan Süleyman'ın isteğine uygun hale getirilmiş ve Mimar Sinan tarafından eşsiz çinilerle süslenmiştir. Bu çiniler, caminin en dikkat çekici özelliklerindendir. Dikdörtgen planlı yapıya iki yanından merdivenlerle ulaşılabilir. Rüstem Paşa Camisi, Newsweek Dergisi tarafından Avrupa'nın en güzel tarihi camisi olarak seçilmiştir.

Mihrimah Sultan Camisi (Üsküdar): Mihrimah Sultan Camisi (Üsküdar), Mimar Sinan'ın 1548 yılında inşa ettiği bir eserdir. Bu cami, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan için yapılan iki camiden biridir. Mihrimah isminin "güneş ve ay" anlamına gelmesi, Sinan'ın bu camileri tasarlarken yaratıcılığını konuşturduğunu gösterir. Üsküdar'daki bu cami, güneşin doğuşuyla eş zamanlı olarak Edirnekapı'daki ikizinde batışıyla senkronize edilmiş bir şekilde planlanmıştır. Akşamları ise bu durum tam tersine dönüşür. Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camisi, hamam, türbe, medrese ve mekteplerle zenginleştirilerek bir külliye haline getirilmiştir. İstanbul'un en etkileyici yapılarından biri olarak kabul edilir.

Yeni Camii: Tarihi ve Mimarisiyle İstanbul'un Görkemli Hazinesi

İstanbul'un Tarihi Camileri: Çinili, Piyale Paşa, Güzelce Kasımpaşa ve Kalenderhane

Çinili Camii:  1640 Mimar, Koca Kasım Ağa eseridir. Üsküdar'da yer alan Çinili Camii, I. Ahmet'in eşi Mahpeyker Kösem Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisinin örneklerinden olan cami, 1938 ve 1965'te onarılmıştır. İç ve dış süslemeleri ile dikkat çeken bu cami, aktif bir ibadet yeridir ve turistler tarafından ziyaret edilmektedir.

Piyale Paşa Camii: 16. yüzyıl Mimar Davut Ağa eseridir. Beyoğlu, Tophane'de bulunan Piyale Paşa Camii, 16. yüzyılda Piyale Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı, revaklarla çevrili yapı, etkileyici taç kapılı cephesi ve içinde büyük bir kubbe ile dikkat çeker. Mimar Sinan'ın öğrencisi Davut Ağa tarafından inşa edilen cami, Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biridir.

Güzelce Kasımpaşa Camii: Kasımpaşa'daki Güzelce Kasımpaşa Camii, 17. yüzyılda inşa edilen ve mimari bilinmeyen Osmanlı mimarisine özgü bir yapıdır. Kare planlı ve tek kubbeli cami, sade dış cephesi ve iç mekânındaki Osmanlı süslemeleriyle bilinir. Cami, yerel halk tarafından yoğun olarak ziyaret edilen bir ibadet yeridir.

Kalenderhane Camii: Fatih'te Topkapı Sarayı yakınlarında bulunan Kalenderhane Camii, Bizans döneminden kalan bir kilisenin camiye dönüştürülmesiyle oluşmuştur. 11. yüzyılda inşa edilen kilisenin 16. yüzyılda camiye çevrilmesiyle, Bizans mimarisinin özellikleri korunmuştur. Kubbeli yapıda sütunlar, mozaikler, freskler bulunur ve tarihi ile kültürel öneme sahip bir yapıdır. 16. yüzyılda yapılan caminin mimarı bilinmemektedir.

Valide-i Cedid Camii: Valide-i Cedid Camii, Mimar Mehmet Tahir Ağa'nın 18. yüzyılda inşa ettiği bir eserdir. Üsküdar'daki Kısıklı Mahallesi'nde bulunan bu cami, Sultan III. Ahmed'in annesi Mihrişah Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ve kubbeli yapısıyla Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşır. İç mekânındaki süslemelerle göz alıcı bir görünüme sahiptir ve hem yerel halk hem de turistler tarafından sıkça ziyaret edilen bir ibadet mekânıdır.

Hırka-i Şerif Camii:  Fatih'te bulunan Hırka-i Şerif Camii, Hz. Muhammed'e ait olduğuna inanılan ‘Hırka-i Şerif’i barındırmasıyla önemli bir dini mekan haline gelmiştir. 16. yüzyılda II. Bayezid tarafından yaptırılan cami, çeşitli onarımlarla genişletilmiş ve 19. yüzyıl sonlarında yenilenmiştir. Cami, bugün hala aktif olarak ibadete açıktır. 16. yüzyılda yapılan caminin mimarı bilinmemektedir.

Valide-i Atik Camii: Üsküdar'da yer alan Valide-i Atik Camii, II. Mehmed'in annesi Valide Sultan Atik İsmet Hatun tarafından yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı cami mimarisini yansıtan yapı, sade dış cephesi, geniş avlusu ve zarif süslemeli mihrabı ve minberiyle dikkat çekiyor. İç mekanı çini, hat ve çeşitli süslemelerle bezenmiştir. Cami günümüzde hala ibadet için kullanılmaktadır. Bu caminin mimarı bilinmemektedir.

Şemsi Paşa Camisi: Üsküdar'da bulunan Şemsi Paşa Camisi, Mimar Sinan tarafından 1580  yılında inşa edilmiş bir yapı. Kuşkonmaz Camisi olarak da bilinen cami, rüzgarın etkisiyle kuşların konmadığı bir kubbe yapısına sahiptir. Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eserlerinden biri olan cami, küçük olmasına rağmen sanatsal incelikleriyle dikkat çeker.

Beylerbeyi Camii: Beylerbeyi semtinde yer alan Beylerbeyi Camii, II. Mahmud döneminde 1823-1826 yıllarında Mimar, Mimar Krikor Balyan tarafından inşa edilmiştir. Neoklasik tarzda yapılan bu cami, kesme taşlarla zarif bir dış cepheye sahiptir. Kabartma süslemeli ana giriş kapısı ve geniş avluya açılan revaklarıyla göze çarpar. İç mekanda göz alıcı süslemeli mihrap ve minber bulunur. Cami, hala aktif bir ibadet yeridir.


Share:

Comments (0)

Leave A Comment