
Sümela Manastırı
Trabzon Sümela Manastırı
Sümela Manastırı Trabzona bağlı Maçka ilçesinde, Altındere Köyü'nün çevresindeki yeşil doğanın içinde gizlenmiş bir mücevher gibidir. Sarp bir uçurumun doruğuna kazılmış eşsiz bir yapı, doğa tarih ve kültürün en önemli simgelerinden biridir. Bu kadim manastır, yüzyıllardır süregelen mistik havası, muhteşem mimarisi ve nefes kesen doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Sarp kayalıklara oyulmuş bu Bizans dönemi harikası, yüzyıllardır hem sanatsal bir şaheser hem de manevi bir simge olarak ayakta durmaktadır. Sümela manastırı, enfes freskleri, eşsiz mimarisi ve tarihi duvarlarıyla gezginler ve tarih meraklıları için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Antik duvarlarından yankılanan masallar, bu yerin tarihini ve anlamını daha da derinleştirir. Yerel halk arasında "Mama Maria" olarak da bilinen Sümela Manastırı, köyün yaklaşık 300 metre yukarısında yükselmektedir. Bu manastırın tarihi, Meryem Ana'ya duyulan derin saygı ve bağlılıkla örülüdür. Manastırın adı, Karadeniz'in büyüleyici şehirlerinden biri olan Trabzon'un yeşil manzarasının arasında etkileyici bir şekilde duran bu tarihi yapıya siyah bir ton katmış olan 'pekmez' kelimesinden türetilmiş olan 'Sümela' sözcüğünden gelmektedir.
Hep beraber Sümela Manastırı'nın tarihini, nasıl ulaşılacağına, ziyaret saatlerinden giriş ücretlerine kadar her detayı keşfedlelim. Ayrıca, manastır çevresinde keşfedebileceğiniz diğer doğal ve tarihi güzelliklere daır bılıgıler için Cab İstanbul şoförlü araç kiralama hizmetinden faydalanabilisiniz. Manastırın gizemli hikayelerini, sanat eserlerini ve manastıra özgü mimari detayları keşfederken, Trabzon'un eşsiz doğası içinde yolculuğunuz İstanbul'dan başlıyorsa hemn özel transfer hizmeti satın alın.
Sümela Manastırı
Sümela Manastırı Bilgi
Sümela Manastırı, farklı bölümleriyle büyüleyici bir mimari komplekstir. Bu bölümler arasında Ana Kaya Kilisesi, şapeller, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve ayazma bulunur. Manastır, geniş bir alana yayılmıştır ve yamaçta yer alır. Manastırın ana girişine dar bir merdivenle ulaşılır ve burada muhafız odaları bulunur. Bu noktadan itibaren merdivenlerle orta avluya inilir. Avlunun sol tarafında mağara temelli odalar vardır ve bu odalar daha sonra kiliseye dönüştürülmüştür. Karşısında ise kütüphane bulunur ve bu bölümdeki balkon 1860 yılına dayanır. Tarihsel olarak, bu alan keşişlerin ikamet ettiği ve misafirlere konaklama sağladığı bir bölümdür.
Manastırın iç ve dış duvarları fresklerle süslenmiştir ve bu freskler dini sahneleri, İsa'nın hikayelerini ve Meryem Ana'nın yaşamını tasvir eder. Freskler, manastırın sanatsal ve dini mirasını yansıtır. Ayrıca Kaya Kilisesi'nin duvarları, III. Aleksios dönemine ait fresklerle bezelidir. Şapelin freskleri ise 18. yüzyıla tarihlenir ve katmanlı bir tekniği yansıtır.
Sümela Manastırı'nın farklı bölümleri, manastırın zengin tarihini ve kültürel önemini yansıtan önemli öğelerdir.
Sümela Manastırı Hakkında Bilgi
1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Sümela Manastırı'nın faaliyetlerinin sona erdiği bir dönemi işaret etti. Aynı yıl, Lozan Antlaşması gereği, bölgedeki Rum halkı da dahil olmak üzere din adamları da Yunanistan'a göç etmek zorunda kaldı. Bu göç sırasında bazı din adamları, manastırda bulunan değerli eşyaları yanlarına götürdü, ancak diğerleri zaman içinde koleksiyoncular tarafından çalındı. Yıllar geçtikçe, Sümela Manastırı'nın arazisinde saklanan değerli eşyalara dair söylentiler halk arasında dolaşmaya başladı. Bu efsaneler, manastırın tarihi zenginliği ve gizemiyle birleşerek ilgi çekti. Ardından, birçok hazine avcısı ve kazıcı, manastırın çevresindeki bölgelerde değerli hazineler aramak için çalışmalara başladı. Bu hazine avları ve kazılar, Sümela Manastırı'nın uzun ve karmaşık geçmişinin bir yansımasıdır ve manastırın tarihi hikayesini günümüze taşır.
Sümelamanastırı
Sümelamanastırı, tarihi ve dini öneme sahip üç değerli eseri koruma amacıyla din adamları tarafından terk edildi. Bu eserler, Meryem Ana İkonu, parşömen İncil ve Kutsal Haç Parçasıydı. Bu değerli hazineler St. Barbara Şapeli'nde gizlice gömüldü. 1923-1970 arasında, stratejik bir konuma sahip olan manastır, bölgeden geçen çobanlar için bir sığınak haline geldi. İngiliz profesör D. Talbot Rice, 1930'larda bölgedeki Ortodoks manastırlarını belgeleyerek manastırın fresklerini inceledi. Ayrıca, manastırın çevresinde yerel bir çobanın sığındığı bilinmektedir. Sümela Manastırı'nın sırları, zaman içinde yavaşça açığa çıkmıştır. Bu manastır, tarihi ve kültürel öneme sahip birçok hikayenin ve sırrın muhafaza edildiği bir mekan olarak öne çıkar.
Sümela Manastırı İçi

Sumela Manastiri Tarihi
Sümela Manastırı, yaygın inanışa göre MS 4. yüzyılda Aziz Barnabas ve Aziz Sophronios tarafından kurulmuş, Meryem Ana’ya ithaf edilmiş önemli bir dini yapıdır. Eski adıyla Panagia tou Melas olarak bilinir.
Manastır, Maçka ilçesinde Karadağ’ın sarp kayalıklarında, deniz seviyesinden yaklaşık 1.200 metre yüksekte inşa edilmiştir. Bu zorlu konum, ona hem manevi hem de stratejik bir önem kazandırmıştır. Bizans döneminde, özellikle 13. ve 14. yüzyıllarda genişletilmiş; Trabzon Komnenos Prensliği zamanında ise bölgenin önde gelen dini ve kültürel merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde koruma altına alınmış ve Rum Ortodoks cemaati tarafından 20. yüzyılın başlarına kadar aktif kullanılmıştır. Ancak 1923 nüfus mübadelesi ile terk edilmiştir. 1980'lerden itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından koruma altına alınan yapı, 2015’ten sonra kapsamlı şekilde restore edilerek 2020’de yeniden ziyarete açılmıştır. Günümüzde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almakta ve binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.
Sümela Manastırı Özellikleri
Konum: Manastır, Trabzon, Maçka sınırları içinde Karadağ’ın 1.200 metre yüksekliğinde, neredeyse dikey bir kaya yüzeyine oyulmuş ve inşa edilmiştir. Bu sarp ve zor erişilebilir konum, hem savunma hem de inziva amaçlı seçilmiştir.
Yapı Biçimi: Doğal kayalarla uyumlu bir şekilde, kısmen kaya içine oyularak, kısmen de taş ve ahşap malzemelerle yapılmıştır. Ana yapılar arasında kilise, şapeller, rahip odaları, mutfak, kütüphane ve su sarnıçları bulunur.
Ana Kilise: Manastırın en önemli bölümü olan kaya kilisesi, içindeki fresklerle dikkat çeker. Kilisenin dışındaki avluya açılan girişi ve kaya yüzeyine oyulmuş yapısı, mimari açıdan etkileyicidir.
Su Sistemi: Manastırda su ihtiyacı, kayalardan sızan suları toplayan sarnıçlar ve su kemerleriyle karşılanmıştır. Bu, yapının kendi kendine yeterliliğini gösterir.
Freskler: Ana kilisenin içindeki ve çevresindeki freskler, 14. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar uzanan bir dönemi kapsar. Bu freskler, İncil’den sahneler (Hz. İsa’nın hayatı, Meryem’in tasvirleri) ve Hristiyanlık temalarını içerir. Renklerin canlılığı ve detayları, Bizans sanatının önemli örneklerindendir.
Sanat Tarzı: Fresklerde Trabzon Komnenos Prensliği’nin etkisi görülür. Bazılarında yerel sanatçıların elinden çıkma özgün dokunuşlar fark edilir.
Dini Önem: Manastır, Hz. Meryem’e (Panagia) ithaf edilmiştir ve bu nedenle “Panagia tou Melas” (Karadağ’ın Meryem’i) olarak da anılır. Kuruluş efsanesine göre, iki rahip (Barnabas ve Sophronios) tarafından Meryem’in bir ikonası burada bulunarak manastır inşa edilmiştir.
Tarihi Rolü: Bizans ve Osmanlı dönemlerinde Rum Ortodoks cemaati için önemli bir dini merkezdi. Aynı zamanda eğitim ve kültür merkezi olarak da işlev görmüştür.
Kütüphane: Manastırda bulunan kütüphane, dini metinler ve el yazmalarının saklandığı bir alan olarak dikkat çeker.
Manzara: Sümela, Altındere Vadisi’ne bakan konumuyla muhteşem bir doğal güzellik sunar. Çam ormanları ve vadiyle çevrili olması, manastırı görsel bir şölene dönüştürür.
Erişim: Ziyaretçiler, manastıra ulaşmak için önce vadiden yukarı tırmanır (eskiden patika yol, günümüzde ise shuttle servisleriyle). Bu zorlu erişim, yapının mistik havasını artırır.
Koruma ve Restorasyon: 20. yüzyılın büyük bölümünde terk edilmiş olan manastır, 1980’lerden itibaren restore edilmeye başlandı. 2015-2020 arasındaki kapsamlı restorasyonla freskler ve yapılar korunarak ziyarete açıldı.
Turistik Çekicilik: UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alır ve her yıl binlerce yerli-yabancı turisti çeker. Özellikle yaz ve bahar aylarında yoğun ilgi görür.
Boyut: Manastır, yaklaşık 4 katlı bir yapıya sahiptir ve toplamda 72 odadan oluşur (bazıları zamanla yıkılmıştır).
Malzeme: Kaya, taş ve ahşap kombinasyonuyla inşa edilmiştir; bu, dönemin mühendislik becerilerini yansıtır.
Sümela Manastırı, mimari zekası, sanatsal zenginliği ve doğal güzelliğiyle eşsiz bir yapıdır.
Sürmene Manastırı

Sümela Manastırının Hikayesi
Sümela Manastırı’nın hikayesi, MS 4. yüzyıla, yani yaklaşık 365-395 yılları arasına uzanır. Anlatıya göre, manastırın temeli iki rahip, Aziz Barnabas ve Aziz Sophronios tarafından atılmıştır. Bu iki rahip, Atina’dan gelen keşişlerdi ve ortak bir rüya görmeleriyle bu yolculuğa çıktılar:
Rüya ve İkona: Efsaneye göre, Barnabas ve Sophronios aynı gece rüyalarında Hz. Meryem’i (Panagia) gördüler. Meryem, onlara Karadağ’daki bir mağarada bulunan kutsal ikonunu bulmalarını ve orada bir manastır inşa etmelerini söyledi. Bu ikona, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Luka tarafından yapıldığına inanılan kutsal bir tasvirdi.
Mağaranın Bulunması: Rüyalarının rehberliğinde Karadeniz’e gelen rahipler, Trabzon’un Maçka ilçesindeki Altındere Vadisi’nde, Karadağ’ın sarp kayalıklarında bir mağara keşfettiler. Mağarada gerçekten de Meryem’in ikonunu buldular. Bu mucizevi olay üzerine, mağarayı bir kiliseye dönüştürmeye karar verdiler ve böylece Sümela Manastırı’nın temeli atılmış oldu.
Manastır, bu nedenle “Panagia tou Melas” (Karadağ’ın Meryem’i) adıyla anılır ve Hz. Meryem’e ithaf edilmiştir.
Sümela Manastırı, 1937'de çobanın ihmali sonucu yangınla tahrip oldu. Bu felaket, manastırın tarihi ahşap yapısını etkiledi. Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos, 1931'de Türkiye ile diplomatik diyalog sırasında, manastırın kutsal emanetlerini Yunanistan'a taşımak için izin istedi ve İsmet İnönü tarafından kabul edildi. Kutsal eşyalar, 1931'de Yunanistan'a taşındı ve başlangıçta Atina Benaki Müzesi'nde saklandı. Daha sonra bu eserler, Karaferya'da inşa edilen yeni "Nea Soumela Manastırı"na taşındı. 1951'de Nea Sumela Manastırı'nda kutsal emanetlerin korunduğu bu yeni manastır kuruldu ve bölgeyi hac yeri olarak önemli bir rol üstlendi.
Sumela Manastır
Sümela Manastırı, Doğu Kilisesi'nin kutsal geleneklerine göre, sadece üç otantik Kutsal Bakire ikonunun ayakta kaldığı yerlerden biridir. Bu özel ikonlar arasında, Sümela'daki ikona da yer alır. Sümela'daki ikonaya mucizevi güçler atfedilir; hastalıklardan, olumsuzluklardan ve diğer sıkıntılardan koruyan bir kalkan olarak kabul edilir. Bu ikona, hem Hristiyanları hem de Müslümanları yüzyıllar boyunca manastıra çekmiştir. İkonanın Aziz Luka tarafından yapıldığına inanılır, bu da onun İsa ve Meryem'in yaşarken yaratıldığına dair güçlü bir inançtır. İkonun önemi o kadar büyüktür ki, manastırın keşişleri kopyalarını farklı bölgelere dağıtarak saygısını artırmış ve manastıra ekonomik katkı sağlamıştır. Ancak ikonanın menşei hala tartışmalıdır. Bazıları Aziz Luka'nın eseri olduğuna inanırken, diğerleri bu konuda şüpheci yaklaşırlar. Her durumda, bu ikona Sümela Manastırı ve çevresindeki inançlar için büyük bir öneme sahiptir.
Sümele Manastırı

Sümela Manastırı Giriş Ücreti
2025 Ücreti: Sümela Manastırı giriş ücreti 2025 yılı için yabancı turistler için 20 Euro olarak belirlenmiştir. Türk vatandaşları için ücretlendirme 450 tl görünsede ortalam 800 TL civarında olabilir.
Müze Kart: Sümela Manastırı’nda Müze Kart geçiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir ören yeri olduğu için Müze Kart sahipleri ücretsiz giriş yapabilir.
Kimlere Ücretsiz?: 18 yaş altı öğrenciler, 65 yaş üstü T.C. vatandaşları, öğretmenler (kimlik göstererek), engelliler ve refakatçileri, gaziler ve şehit yakınları ücretsiz giriş hakkına sahiptir.
Ek Ücretler:
Otopark: Altındere Milli Parkı’nda araç başı 80 TL.
Ring Minibüs: Otoparktan manastıra ulaşım için kişi başı tahmini 30-35 TL.
Ziyaret Saatleri
Kış Dönemi (1 Ekim - 1 Nisan): 08:00 - 17:00 (Bugün 28 Mart 2025 olduğuna göre şu anda bu saatler geçerli).
Yaz Dönemi (1 Nisan - 1 Ekim): 08:00 - 19:00 (1 Nisan’dan itibaren bu saatlere geçilecek).
Not: Gişe kapanış saati, ziyaret bitiminden yaklaşık 30-60 dakika öncedir. Haftanın her günü açıktır, ancak bayramların ilk günü öğlene kadar kapalı olabilir.
Müze Kart almak isterseniz, girişte satışı yapılmıyor; önceden temin etmeniz gerekiyor (muze.gov.tr veya yetkili satış noktalarından).
20 Euro’luk ücret, genellikle yabancı turistler için uygulanan sabit bir tarife olarak düşünülmüştür. TL cinsinden güncel fiyat için resmi duyuruları kontrol edebilirsiniz.
Comments (0)
Leave A Comment